Baharatlar, belirli koku ve lezzetleri bulunan doğal bitkisel
maddeler olup yemeklerin tadını hoşa gidecek biçime getirmek ve sindirimini
kolaylaştırmak için kullanılırlar ve bir dereceye kadar gıdaları korurlar. Zaten
pek az miktarda kullanıldıklarından gıda sayılmazlar, yani vücuda enerji veya yapı
maddesi vermezler. Ama iştah açmak ve sindirimi kolaylaştırmak bakımından
önemlidirler. Bununla birlikte fazla miktarda kullanılmaları doğru değildir, sinir
sistemine, kan dolaşımına ve başka organlara ve özellikle böbreklere zararlı
olurlar.
Baharatlar elde edildikleri bitkinin tohum, çekirdek,
çiçek,meyva, kabuk, kök, yaprak gibi bölümlerinin ya tane haliyle ya da
öğütülmüş haliyle satışa sunulurlar. Bunların ambalajı üzerlerinde hangi cins
baharat olduğu, üretici firmanın adı ve adresi, ürünün varsa tipi, sınıfı,
ürün yılı, net miktarı okunaklı ve kolaylıkla silinmeyecek şekilde
yazılmalıdır. Baharatların doğal koku ve lezzetini veren maddeleri alınmamış ve
içerisinde zararsız da olsa herhangi bir madde veya boya katılmamış olmalıdır.
Ayrıca taş, toprak, sap, saman çöp, toz kepek veya nişastalı maddeler içermemeli,
küflenmiş, kokmuş, çürümüş olmamalı, normal gözle bakıldığında canlı veya
cansız böcek, ya da kalıntıları görülmemeli, kemirici hayvan yeniklerine
rastlanmamalıdır.
Baharatların bulunduğu yerler, fena kokulu olmamalı,
yaş olmayan, havadar, serin ve doğrudan güneş ışığı almayan yerlerde tutulmalı,
yağmur altında bırakılmamalı ve bu koşullarda yükletilip boşaltılmamalıdır.
Tüketicileri özellikle baharatların saflıkları ve
gramajları konusunda dikkatli olmalarını öneririm. Bu türlü gıda maddelerin
küçük ambalajlar içinde satışa sunulması, bazı üreticilerce kötüye
kullanılır. Her birim ambalajdaki çok az bir gramaj noksanlığı kilograma
çevrildiği zaman oldukça fazla miktar oluşturur. Bu nedenle dikkatli olalım, birkaç
gram da olsa eksik gramajlı ürünleri almayalım.